12 Eylül 2013 Perşembe

Derin'in Diş Buğdayı Partisi

Sevgili dostlarımız Özge ve Enis'in güzeller güzeli kızları Derin... Daha dün gibi doğum haberini almıştım. Özgenin karnı gitgide büyürken zamanın bu kadar çabuk geçmesi... Dünyaya gelen bir meleğin bu kadar çabuk büyümesi... Zaman, daha doğrusu akıp giden zaman beni her zaman hüzünlendirir. Fakat böylesine mutluluklar paylaşıldıkça hayat anlam kazanıyor benim için. Derin'in diş buğdayı partisi de hayatımızı anlamlandıran günlerden biriydi. Canım dostum Özge o kadar özenerek hazırlandı ki... Her detayla kendi ilgilendi. Hatta birebir her detay kendi el emeği göz nuru. Bebişimizin 1 yaş doğum günüde çok yakın bir tarihte olmasına rağmen inanılmaz bir uğraş,emek ve özveriyle hazırlandı bu güne. Sofra tam bir görsel şölendi. 
Artık bilindiği üzere bu tarz kutlamaların favorisi şeker hamurundan, parti konsepttine uygun olarak hazırlanan pastalar, cup cake ve kurabiyeler. Özge bu işi de kendi başına hazırladı ve ortaya muhteşem bir pasta ile kurabiyeler çıktı. Gelen konuklar karşılaştıkları bu güzellikler karşısında hayranlıklarını saklayamadılar. 
Diş Budayı Partisinde hazırlanan diş buğdayı da inanılmaz güzel ve lezzetliydi. Yani hem göze hem damağa hitap ediyordu. Büyük bir kase içinde sofraya konan buğday servis için Özgenin parti konsepttine uygun olarak hazırlamış olduğu küçük kadehlere konuldu. Üzerine isteğe göre şeker, ceviz, nar ilavesi yapılabilecek şekilde küçük sunumlar vardı. 

Bu güzel günün daha detaylı fotoğrafları için sizi sevgili dostum Özgenin bloguna alayım Tık Tık--> Hayat Ne Güzel


Bu güzel fotoğraflar --> Enis İzgi Photography




10 Eylül 2013 Salı

Kına Gecesi İçin Hazırladığım Çerez Kutuları

Kız kardeşimin kına çerezleri için klasik tül içinde küçük bohçalar yapmak istemiyordum. Bende çok fazla uğraştıracağını bildiğim halde böyle özel kutular hazırlamak istedim. Hazırlamış olduğum bu tasarımı A4 kağıda basıyorum. Kesiyorum. Kırım yerlerinden katlıyorum. Sonra yapışması gereken noktaları tek tek yapıştırıyorum. Toptan kilo ile aldığımız karışık çerezleri küçük paketlere koyup zımbaladık. Kutuların içine yerleştirip kutunun ağzını kapattık. 

Talebiniz doğrultusunda her türlü tasarım hizmeti için:
sayinkaraca@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz

6 Eylül 2013 Cuma

Kız Kardeşimin Kına Gecesi Davetiyesi

Kardeşim için hazırlamış olduğum davetiye tasarımı. Kendisi gibi çok şeker bir tasarım oldu. Matbaaya bastırdık. Zarflayıp davetlilere dağıttık. Zaten gelecek herkes haberdar ama bu davetiyelerde güzel bir anı olarak saklanıyor. Bu tasarımı "hoş geldiniz" diyerek A3 boyutlarında afiş olarak da bastırdık ve giriş kapısına astık. Ayrıntılar birleşerek her zaman bütünü oluşturur ve işin güzelliği ayrıntılarda saklıdır ;)

Talebiniz doğrultusunda her türlü tasarım hizmeti için:
sayinkaraca@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz

4 Eylül 2013 Çarşamba

Kız Kardeşimin Düğünü - Dilara&Özgür Wedding

Zaman hızla akıp geçiyor. Aylarca telaş içinde yapılan koşuşturmacalar, hazırlıklar... Herşey tek bir gecede olup bitiyor. Piyanist "evet efenimm gecenin son şarkısı kasap havası geliyorrr hadi bakalımm" dediğinde donup kalıyorsun " bitti mi şimdi? Bu kadar mıydı ki? Yaa bitmesinnn nolurrr" diyip halaya katılırsın :) 
Biz gelin başı için kuaföre İzmir'de gitmeye karar verdik. Sonra arabayla Marmaris'e Geçtik. Kardeşimin saçları beline kadar lüle lüle olacaktı. İlk oldu tabi ama düğüne kadar dağıldı. Yinede gelinin mutluluğunu hiçbir şey bozamadı. Gün, onun günüydü. Hakkını verdi :)
Mekana giriş ve ilk dans şarkıları tek bir parçaydı. Şarkı: Christina Perri - A Thousand Years (Piano/Cello Cover) - The Piano Guys. Parçanın girişi kırmızı halıda meşaleler arasında yürüyen çifte fon oldu, piste gelindiğinde ise direk dansa başladılar. Tabi benim duygular o sıra tavan yaptığı için inanılmaz romantik bir andı.
İlk danstan sonra sanırım bir daha slow parça çalmadı. Hiç hatırlamıyorum. Söylemesi ayıp biz sülalece oynamayı çok severiz de :)) Bütün gece pist doldu doldu taştı. Bu arada üst sağdaki dans eden çift işte benim İKİZLERİM :) aralarında 2 dakika var. Ayrı yumurta ikizi oldukları için tıpa tıp benzemiyorlar tabi ama canım, cigerim, yawrummm bunlar benim. Sol üstte de kız kardeşim davul çalıyor yaa hhaahhaa damatta para takıyor :)) 
Toplu fotoğrafları çekin çekin bitiremedik :)
Bizim düğün tamda gezi parkı eylemlerin ateşli zamanına geldiği için, illa ki düğüne bir yansıması olacaktı ama bu sürpriz pankartı hiç beklemiyorduk. Dilara ile Özgür tam nikah masasına oturdukları sırada damadın arkadaşları pankart açıp tezahürat etmeye başladılar. Yalnız pankart cuk oturmuş ve bizim damat için çok anlamlı olmuştu :)) 
Bizim damadın Marmaris Marina'da " Arjantin Cafe&Bistro " mekanı var. Terasını özel olarak hazırlatmış. Düğünden sonra sabaha kadar sürecek bir eğlence bizi bekliyordu. Canlı müzik eşliğinde sabahın ilk ışıklarına kadar süren eğlencemiz bütün dostlarımızla inanılmaz güzel geçti. Sabaha karşı 4 sularında damat nargilesini yakmış günün keyfini sürüyordu :) 

Her güzel gün çabuk bitiyor ama fotoğraflara baktığında nasıl güzel ve dolu dolu geçtiği anlıyorsun. İçini bir huzur, yüzünü kocaman bir gülümseme kaplıyor. Artık geriye bir tek şey dilemek kalıyor...

Dilara & Özgür
Ömür Boyu Mutluluklar...

Not: Bu arada yolunuz Marmaris'e düşerse mutlaka Arjantin Cafe&Bistro'ya uğrayın. Çok nadir bulunan birçok aromatik tütünle hazırlanan, tek kelimeyle muhteşem nargilesini için derim.

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Evden Gelin Çıkıyorrr

Bir önceki yazımda kız kardeşimin kına gecesini yazmıştım. Sıra geldi "gelin alma" yazısına. Erkek tarafı Marmaris'ten geldiği için kınaya git gel, gelin almaya git gel olmasın diye kınayı gündüz yaptık. Sonrasında kız kardeşim gelinliğini giydi ve evden gelin olarak çıktı. Bizde eğer erkek kardeş varsa gelinin kuşağını o bağlar. Erkek kardeş yoksa kızın babası bağlar. Bizim de ikizlerin eşi aslan parçamız var. Benim Kuşağımı bağladığında benim koptuğum an olmuştu. O kadar duygulu bir an ki... Gözlerim akvaryum gibi yaşla doldu. Önümü göremedim yani o derece. Makyajım akacak diyede ağlamamaya çalışıyorum. Ama baktım dayanamayacağım, yaşlar akacak bari dedim öne doğru eğileyim de yaşlar direk yere düşsün. Yanağımdan süzülüp makyajımı bozmasın hahaha allahım yarebbim o an neler düşünüp planlıyorum o allak pullak aklımla. Eşimde ben yere doğru eğilince bayılıyorum zannetmiş. Koştu koluma girdi :)) Haydii kız kardeşimi anlatacaktım kendi gelin alma olayına daldım. Neyse efem kız kardeşimin kırmızı kuşağını da ikizi, erkek kardeşimiz bağladı. Tabiki o duygusal an kızçemide vurdu ve dayanamayıp ağladı. 
Ben dururmuyum bende ikigöz iki çeşme ağlıyorum. Sonra gelin kızımızı şöyle bir köşeye aldık. Erkek kardeşime dedim "hadi bakalım kardeşim gel kapıyı tutcaz" Damat kapıda bekliyor tabi. Biz iki kardeş kapıyı tuttuk. Damat baktı "Hanginiz patron öncelikle" dedi. Bende "Sen sırayla başla bakalım. İçeride gönlünü kaptırdığın ve koluna takıp evden çıkarmak istediğin bir gelin var!! Pamuk eller cebe damat" dedim hahaha :) 
İşin parasında değiliz tabi. Maksat adet yerini bulsun. İşin eğlencesi olsun. Amma ve lakin öyle 50-100 lirayada kapı açacak değiliz herhalde :) Sonuç itibariyle damat pamuk elleri cebe attı bizi de ikna etti, kızımızı taktı koluna çıkardı.
Umarım bir ömür boyu elleriniz hiç ayrılmaz. 
Kardeşlerimi nasıl sevip-sayıyor, koruyup-kolluyorsam, 
her an üstlerine titriyor-iyilikleri ve mutlulukları için her şeyi yapıyorsam...
Bundan sonra sende benim bir kardeşimsin ve aynı şeyler senin içinde geçerli olacak.
Allahım sizi zorluklarla sınamasın, bir ömür boyu şükredip mutlu olacağınız bir hayat nasip etsin.
Sizi çok seviyorum canlırım.





28 Haziran 2013 Cuma

Kardeşimin Kına Gecesi

YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE EV KURMASINLARRRRR
AŞRIII AŞRII MEMLEKETE KIZ VERMESİNLERRRR
Bir önceki postumla iki buçuk aydır süre gelen sessizliğimi bozdum ve size kız kardeşimi evlendirdiğimi söylemiştim. İlk olarak kına gecesinden başlamak istiyorum. Bizde nişan, kına gibi etkinlikler baba evinde aile ve yakın eş-dost arasında yapılır. Hatrı sayılır derecede büyük. Aşağı yukarı 40-50 kişi ağırlanıyor. Kız kardeşimin kınası içinde mekan olarak baba evindeydik. Zaten şöyle bir durum oldu; erkek tarafı Marmariste, şimdi toplanıp kına gecesine gelecekler, dönüp bir daha gelin almaya gelecekler ve onlar için çok zor olacaktı. Bizde iki aile oturduk konuştuk. Kınayı gündüz yapalım. Akşam üstü kına bitince kardeşim gelinliğini giysin ve erkek tarafı gelini baba evinden çıkarsın diye anlaştık. Bu sebeple kınamız gündüz oldu. 

Öncelikle kardeşim kınada ne giydi???
"Ablacam bindallı zaten kırmızı. Ben kına elbisemide kırmızı giymek istemiyorum" dedi. Tabiki gelin ne derse o olur canım sen bilirsin dedim :) Kendiside gitmiş gezmiş dolaşmış ve yukarıdaki mint yeşili mini elbiseyi ve ayakkabıyı bulup almış. Kına evde olacağı için uzun bir abiye almak istemedi. Bence çokta güzel oldu prensesim.

Öncelikle baya bir oynadık. Göbekler attık. Eğlendik. Sonra kız kardeşimi yukarı çıkartıp bindallısını giydirdik. Nedimelerden oluşan kızlara da duvakları dağıtıldı. Burada çıkmamış ama tül lastikle ele geçen tabaklı mumlar dağıtıldı. 
Artık kına yakma zamanı gelmişti. Kınayı çoğu kimse olmaz dese de, Allaha şükür bende mutlu bir evlilik yaptım. Canımdan çok sevdiğim kardeşimin kınası ben yakacağım dedim ve kınayı kardım. Tepsiye koydum. Mum ve maytaplarla süsledim :)
-*-
Haydi Kızlar Kalkın Göbek Atmaya 
Oynamanın Geldi Vakti Saati 
Haydi Kızlar Kalkın Göbek Atmaya 
Hepimizin Neşesi Kına Gecesi 
-*-
Hem ağlarım
Hem giderim
-*-
Kaynanası Altınını Hazırlar 
Gelinin Avucuna Koyar 
Ağlamasın Gelin 
Göz yaşını Silin 
Bu Gecenin Ecesi O 
-*-
Daha önceden takip edenler bilir. İkiz kardeşlerim var benim. Biri bu güzel gelin kızımız ikizide erkek. Ben kardeşlerimin hem ablası, hem annesiyim. Hal böyle olunca Yüreğime bir kor düştü. İçim yangın yeri oldu. Ağlamayım diyorum yaşları tutamıyorum. Yaşları bırak hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum. Sarılmak ve bırakmamak istiyorum. Biliyorum sevdiği insanla evleniyor. Çok ama çok iyi bir ailesi olacak. Ama işte kına gecesi böyle duygu seli bir etkinlik. Maneviyatı çok yüksek. İnsanı kah oynatıyor, kah ağlatıyor. Ne oynadık, ne oynadıkkk...  Ne çok ağladık, ne ağladık... Duygular şelale oldu resmen. Sonra kına yakılcağı sırada ben zaten ağlamaktan ve ortam ambiyansından gerilmişim. Baktım kız kardeşimde çok ağlıyor. Dedim bi şey yapıp dikkat dağıtmalıyım. Ben kafamı kaldırdım. "GELİN ELİNİ AÇMIYORRRRR" diye avazım çıktığı kadar bir bağırmışım (-mışım diyorum çünkü sonra videoda farkettim nasıl bağırdığımı) :) herkes birden ağlamayı kesti "noliyor yahu" diye bana baktı. Bende tekrar bağırdım. "GEE-LİNNN ELİNİ AÇ-MI-YORRR" Herkes bir güldü :) Kayınvalide geldi altını avucuna koyacak, bizim kız "ablaa açayım mı avucumu?" diye bana soruyor hahaha :) "aç ablacım aç" dedim. Altını koyduk kınasını yaktım. 

Allahıma binlerce kere şükürler olsun ki bana hayırlısıyla kardeşimin kınasını yakmayı nasip etti. Hayatta en çok istediğim şey, kardeşlerimin de benim gibi mutlu bir yuva kuracakları iyi bir eş ve aile bulmalarıydı. Çok şükür duamın biri kabul oldu. Sıra ikizlerimin erkeğinde ;)

Kına yakıldıktan sonra kızkardeşim bindallının fesini çıkarttı ve benim kendi ellerimle hazırlamış olduğum kına tacını taktı :) Aslında çarşıda kırmızı taçta vardı ama bir türlü içime sineni bulamadım. Bende gittim bir metre kırmızı tül aldım. Evdeki gelin tacıma dikmeye karar verdim. Tülü altı uzun üstü yarısına gelecek şekilde ikiye katladım. taca göre katlama yerinden başladım sık drape dikmeye. Yok yok makinada değil elimde diktim. Sonra drapeler olunca drapenin dikiş yerlerinden taca diktim. Sonuç olarak ortaya mis gibi bir gelin kız için kına tacı çıktı. (fotoğrafta ağlamaktan yüzü şişmiş yaa :( Ama gelin bu "hem ağlarım hem giderim" der :))
İnstagramdan takip edenler bilir. Yapım aşamasında fotoğraf paylaşmıştım. Şimdi sizlerlede paylaşayım. Aşağıda görmüş olduğunuz kutuları "kına çerezleri için yaptım. A4'e çıktı alıyorum. Kesiyorum. Katlıyorum. Yapıştırıyorum. Sonra kiloyla aldığımız kına çerezini ağzı cırtlı küçük poşetlere koyup bu kutulara yerleştirdim. Kına yakıldıktan sonra herkese dağıttım. Nasıl beğenildi tahmin edersiniz :) çok uğraştırıyor ama kesinlikle değer.
Evett sustum sustum şimdi de anlat anlat bitiremiyorum canlar :) Ne kadar uzun bir post oldu. Ama dediğim gibi anlam ve önemi çok büyük bir etkinlik kına gecesi. Annemizin hayatta olmaması sebebiyle normalden biraz daha fazla ağlamış olabiliriz ama inanınki insan yanında olduğunu hissediyor. Sanki o da izliyor ve mutluluğumuzu hissediyor. Her ne kadar hayatta olup elini tutamasakta yaşasaydı bizimle gurur duyardı. Ağladık ama bir o kadar da eğlendik. Oynadığımız roman havalarının, mezdekelerin fotoğraflarını koymadım meselaa :)) Son paragrafa kadar okuyup geldiyseniz, mutluluğumu benimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.  

Bir sonraki postta:
BABA EVİNDEN GELİN ALMA

herkese sevgiler, saygılar...
*_*




25 Haziran 2013 Salı

Öyle Bir Döndüm ki Sormayın :)

Merhabalar Efendim 
Merhabalarrrr :)

Biliyorum, dur bilmiyorum bir bakayım... Hımm evet bloğuma yazmayalı tam olarak 2,5 hafta olmuş. En son yazımda sizlere, kardeşimin düğün davetiyelerini anlatmışım ve ortadan kaybolmuşum. Ondan sonra ne koşturmaca ne koşturmaca canlar, valla ne siz sorun ne ben anlatayım dicem ama merak etmeyin her şeyi anlatacağım :)
Şimdi öncelikle birkaç yazımda bahsi geçmiştir ki, bizim annemiz 10 sene önce melek oldu. Hal böyle olunca bende kardeşlerimin hem ablası hem annesi oldum. (Elimden geldiğince tabi ki...) Gel gelelim 3 yıl önce evin büyüğü olarak ilk ben evlendim ve yuvadan uçtum. Şimdi ise sıra kız kardeşime gelmişti. Bir yandan çeyiz hazırlıkları, bir yandan şehir dışından gelecek ve bir hafta kadar ağırlayacağım akrabaların hazırlığı.. Derken telaş had safhadaydı ki birden bire kendimizi Gezi Parkı Direnişinin içinde bulduk. Buraya yazamasamda twitter ve instagramdan beni takip edenler ne kadar aktif bir çapulcu olduğumu bilirler. Bu durumda gündüz işte, iş çıkışı akşam üstü kardeşimin hazırlıkları için koşturmaca hemen ordan #direngeziparkı #izmirdireniyor adıyla başlayan direnişe katılan halkımızın birlik ve beraberliği karşısında gazdan değil gururdan yaşaran gözlerle hemen her gece eşimle birlikte meydanlardaydık. Bu durumda bu kadar yoğun tempoda uyumaya en fazla 3 - 4 saat kakıyordu. İşte sevgili okuyucu bu yoğunluk sebebiyle bloguma iki buçuk ay kadar ara vermiş bulundum. Ama vallahi bomba gibi döndüm diyebilirim. 

Kız kardeşim, güzel memleketimiz İzmir’den Marmarise gelin gitti. Marmaris benim için büyük bir şans çünkü her yaz gittiğimiz için çok iyi bildiğim bir yer. Dünürlerimizde bizim 15 yıllık aile ahbaplarımız olunca insanın içi rahatlıyor. Yani anlayacağınız bizim yeni gelin Dilara ile damat Özgür küçüklük arkadaşı :) Düğün, ülkemizin  direniş günlerine denk gelince düğünde sırf eğlence yapmak olmazdı. Düğünümüz olsa bile direnişe hep destek tam destek :) Şöyleki çiftimiz tam nikah masasına oturdukları anda birisi “haydi arkadaşlar kaldırın pankartları” dedi ve işte ortaya bu kare çıktı. Alkış kıyamet koptu orda olmanız gerekirdi. Zaten bir yandan da alkışlayıp tezahürat yapacağım diye doğru düzgün çekemedim. Ama fotoğraf karesindeki anlam ortada :)
Şimdilik yokluğumun sebebini anlattım ve ufak başlıklar altında giriş yaptım. Müsaadenizle kınayı, gelin almayı, düğünü ayrı ayrı postlar olarak yazacağım. Beklemede kalın canlar. Yok merak etmeyin çok bekletmeyeceğim gün aşırı gelecek postlar. 

sevgiler,saygılar
efemmm

twitter: @SayinKaraca
instagram: @sayinkaraca

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...