25 Ocak 2013 Cuma

Yaşlanmaktan Korkuyorum


Bir an duruyorum. İlkokuldaydım. 23 Nisan müsamereleri için dans gösterisi hazırlıyorduk. Yerli malı haftası kutluyordum. Okula süslü püslü beslenme çanları içinde kek ve meyve suyu götürüyordum. Evcilik oynuyordum. Aksam ezanı okunurken 5 dakika daha sokakta oyunda kalmak için anneme yalvarıyordum.

Bir an duruyorum. Ortaokuldaydım. 19 Mayıs için parende falan attırmaya çalışıyorlardı. Okul servisinde son ses müzikle çılgınlar gibi eğleniyorduk. Okul pikniklerinde kimin annesi daha güzel sarma/kısır yapmış diye kendi aramızda yarışırdık. Kızlarla evcilik oynamayı bırakmıştık. Artık Hey Girl dergisi okuyoruz. Saçlarımızı örüp aralara boncuk takıyoruz.

Bir an duruyorum. Lisedeyim. Bir yandan okul, bir yandan dershane… Haftanın yedi günü doluyuz. Dersler, özetler, testler, sınavlar… Vakit buldukça daha doğrusu cesaret buldukça dershaneden ya da okuldan kaçıyoruz. Göztepedeki cafelerde takılıyoruz. Sinemaya gidiyoruz. Kim kime bakmış, kim kime mesaj atmış, kim kiminle çıkıyor… Dedikodunun dibine vuruyoruz. Sonra bir deneme sınavında puan düştümü.. Aha sıçtık bir iki ay iki katı test iki katı soru… 
Bir an duruyorum. Üniversitedeyim. Çok havalı bir bölüm kazanmışım. Yönetmen olacağım. Kendime güvenim on numara beş yıldız. 17 yaşında hiç bilmediğim bir şehirde kendime düzen kurmak üzere yeni bir hayata başladım. Eve çıktım. Pazardan alışveriş yapmayı öğrendim. Yemek yapmayı hatta börek yapmayı bile öğrendim. Film festivalleri, ilk senaryo denemeleri, vizeler, finaller, çekilen kısa filmler, reklam filmleri, belgeseller… Fakülte kantininde sınava yarım saat kala havada uçuşan not kağıtları  asıl önemlisi de Türkiye'nin dört bir yanından gelen güzel insanlarla kurulan arkadaşlıklar dostluklar.

Bir an duruyorum. Evliyim. Özel bir kuruluşta çalışan, hayalleri - hedefleri olan, başında kavak yelleri eserken ruh ikizine rastlayan, ilk görüşte aşık olan, adı üstünde yıldırım aşkı… hemen evlilik,hemen balayı… ve artık bu koskoca dünyada geleceğe doğru yalnız değil eşiyle birlikte yol alan, en büyük üzüntüyü, kederi, acıyı da, en büyük mutluluğu, sevinci, heyecanı da yaşayan... Bu dünyada "zaman" kavramının insana her şeyi öğrettiğini bilen bir kadınım.

Ben daha çok büyümekten, açıkçası her sene bir yaş daha, bir yaş daha derken yaşlanmaktan korkuyorum :( Biliyorum kaçınılmaz bir yoldan kaçmaya çalışıyorum ama yinede korkuyorum. Eşimde dalga geçiyor "birden bire şak diye yaşlanmayacaksın ki, yavaş yavaş olacağı için sende alışacaksın diyor" ama bak yukarıda neler yazdım. Okul yıllarım daha dün gibi aklımda. Şimdi aynaya bakıyorum büyümüşüm. Koca kadın olmuşum. Nasıl geçmiş onca yıl? Aynaya bakıyorum inanamıyorum. Allah ömür verir de yaşarsam eğer, bir gün duracağım. Aynaya bakacağım yüzü kırış kırış yaşlı bir ton ton nine göreceğim. “ Ben daha yeni evlenmiştim. Gençtim güzeldim. Nasıl geçti bu zaman. Ben ne zaman yaşlandım? Nasıl geçmiş onca yıl?” diyeceğim.  Geçen 82 yaşında bir ninenin yanına oturdum. Nine, yattığı yerden doğruldu, zar zor oturdu. Karşı duvardaki 65 sene öncesine ait düğün fotoğrafına daldı. "Ben çok güzeldim. Ben çok güzeldim kızım. Çok güzel bir kadındım. Gençtim, güzeldim, hamarattım..." gözleri doldu, benimde… Teoman'ın da dediği gibi "Nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor..?"

21 Ocak 2013 Pazartesi

DIY - Kullanışlı Takvim


İnternette rastladığım DIY projelerini çok beğenerek takip ediyorum. Fırsat ve malzeme bulabilirsem de vakit kaybetmeden uyguluyorum. Geçen hafta sanırım pinterest sitesinde denk geldiğim bir takvim yapımını sizlerle paylaşmak istiyorum. Açıkçası sanırım biraz telaşla alıp bir kenara kayıt etmişim. Şimdi biraz bakındım ama indirdiğim siteyi bulamadım. Ancak yapmak isteyen olursa yazımın yorum bölümüne mail adresini yazarsa, gerekli PDF dosyasını hemen mail atabilirim.  
Öncelikle gerekli malzemeler: 
1) 160gr parlak A4 kağıdı 
2) Renkli Yazıcı 
3) Delgeç 
4) Küçük yuvarlak iki adet aparat (fotoğraflarda göreceksiniz) 
5) 2 ve 3 yerine küçük bir tutaçta olabilir. 

1) Şimdi şöyle başlayayım; aşağıda görmüş olduğunuz PDF'yi açtığım zaman A4 büyüklüğünde sayfalarda, kesim alanları dahi belirtilmiş ve her sayfada iki yaprak olarak takvim sayfalarını görüyoruz ve bu PDF'yi olduğu gibi renkli yazıcıdan yazdırıyoruz. Ben kağıt türü olarak 160 gr parlak kağıt kullandım. Normal A4 kağıtlar 80 gram oluyor. Yani normal A4'ten daha kalın kağıt kullanmak gerekiyor.

2) Daha sonra çıktısını aldığımız A4 kağıtların üzerinde ki yaprakları belirtilen kesim çizgileri doğrultusunda kesiyoruz. Toplam da 12 ay için 12 yaprak takvimimiz olmuş oluyor.
3) Ben tercihen hepsini bir arada tutmak için ilk önce belirli izadan delgeç ile sağ ve soldan deldim. 
4) Daha sonra bunu neyle tuttursam diye düşündüm. Önce küçük yuvarlak anahtarlık demirleri oluyorya onlardan aradım. Bulamadım :) Sonra bu öğrenciyken defter sipirallettirdik ya.. işte o sipiralli defterlerin birinden iki tane yuvarlak kestim :)
Not: Bu arada en üst resimdeki gibi küçük bir tutaç yardımıyla da takvim yapraklarınızı bir arda tutabilir, veya yeriniz varsa tek tek asabilirsiniz.

5) Sonrada delgeç yardımı ile açtığım deliklerden bu aparatları geçirdim. 
Ve böylece bir DIY projesini daha bitirmiş oldum :) Gerçekten çok basit, çok portatif ve çok kullanışlı. Ben Ocak ayını doldurdum bile. Doğum günleri, önemli günler, unutmamam gerekenler. 

Herkese İyi Bir Hafta Dilerim

^  ^
*



18 Ocak 2013 Cuma

Balköpügüblog'dan Çekiliş!

Bakras, Ayakkabı Taşıma Çantası üretmiş. İçindeki bölmelere ayakkabılarınızı yerleştiriyorsunuz, kolunuza takıp çıkıyorsunuz, üstelik çok da şık! Bu çantayı ise Balköpüğüblog şanslı bir takipçisine hediye verecek. Tabi ki boş boş duran bir takipçiyi kimse sevmez ve kimse birşey vermez. Bu nedenle Yapmanız gerekenleri okumak ve çekilişe katılmak için Tık Tık

16 Ocak 2013 Çarşamba

#gununkahvesi

Herkesin mutlaka bir ucundan hüplettiği, her türünün bağımlılık yaptığı, iki çift sohbete eşlik eden, kimi zaman ters çevirip şekillerinden medet umduran, uykusuz geceleri tatlandıran, bir eşi benzeri daha yokken kendi içinde bir sürü çeşit barındıran bir tattır KAHVE. Twitter'da severek takip ettiğim etkinliklerden bir tanesi de Billur Saatçi'nin önderliğinde yürüttüğümüz #gununkahvesi :) Bende uzun zamandır bu etkinlik altında twitter'a yüklediğim fotoğrafları kolajladım. Benim tercihim ağırlıklı olarak "orta şekerli türk kahvesi"dir. Blogda takip edipte twitter da ayrı olduğumuz arkadaşlarım için gelsin :)
Gün içinde içtiğimiz kahvelere ayrı bir anlam yüklememize vesile olan offnegiysem.com blogunun güzeller güzeli sahibesi Billur Saatçi'ye, başlatmış olduğu bu #gununkahvesi etkinliği için çok teşekkür ederim :) twitterda hesabınız varsa, sizde bir kahve severseniz eğer.. Hadi ne duruyorsunuz sizde bu etkinliğe katılın, gün içindeki en keyifli anınızı  @billursaatci ve #gununkahvesi etkinliğinin tüm takipçileriyle paylaşın ;)

15 Ocak 2013 Salı

2013 İddialı Gözlüklerle Geliyor

4 Ocak cuma günü 24 Televizyonunda Berfu Hasioğlu'nun konuğu olarak;
Ferhan Talib@iconjane - iconjane.com , 
Billur Saatçi - @billursaatci - offnegiysem.com , 
Büşra Erdoğan - @busraerdogan_ - busra-erdogan.blogspot.com vardı. Sosyal medya üzerine o kadar güzel bir söyleşi yaptılar ki.. büyük bir zevkle izledim. 2012'de neler geldi neler geçti, 2013'te neler moda olacak? Hangi renkler, hangi takılar, hangi aksesuarlar... hepsinin üzerinden yorumlarını yaptılar, bizlere ipuçları verdiler. Özellikle Ferhan, namı değer iconjane öyle akıcı konuşuyordu ki bayıldım :) Kendini çok iyi ifade ederken, sosyal medyayı, blogger olmanın amacını, gereklilikleri cidden vurguladı. Billur Saatçi'de biraz heyecan vardı sanırım Ferhan kadar akıcı konuşup kendini ifade edemedi diye düşünüyorum. Ama benim blog dünyasında ilk sevdiğim takip ettiğim Billur Saatçidir ki blogunda kendisini zaten fazlasıyla iyi anlattığını düşünüyorum. Sevgili Büşrayı ise bu program aracılığıyla tanımış oldum ve gerçekten büyük bir mutluluk duydum. Şimdi gelelim benim bu posta ele alacağım konuya... 2013 modasından konuşurlarken; Ferhan, özellikle büyük, iddialı, gösterişli ve çoğu zaman takmanın cesaret isteyeceği gözlüklerin çok moda olacağından bahsetmişti. Bende bunun üzerinden yola çıkarak 2013 yılında karşılaşabileceğimiz gözlük tasarımlarını sizlerle paylaşmak istedim. Kimi zaman şık, kimi zaman komik, kimi zaman marjinal tasarımlar bizi bekliyor. Buyurun inceleyelim.


11 Ocak 2013 Cuma

iPad İçin Çok Güzel Ciciler

Yine luisaviaroma'dan muhteşem tasarım örnekleriyle buradayım. Bu arada bu markaya taktım resmen. Devamlı internet sitelerinden ürünlerini inceliyorum. Evet her defasında etkileniyor ve kendimden geçiyorum. Şimdi ise aşağıda göreceğiniz iPad kılıflarının güzelliğiyle sizi başbaşa bırakıyorum. iPad'ime bunları göstermedim ki yavrucağın içinde kalmasın. Görüp isterim diye tutturur yani ben biliyorum :)
Aşağıda göreceğiniz iki farklı renkteki güzel tasarım ise, 
iPad ve iPhone takım olsun diyenler için uygun bir alternatif ;)



10 Ocak 2013 Perşembe

Ayakkabı Aşktır

Evet Tam olarak ayakkabı aşktır, candır. LUISAVIAROMA 'da sağ olsun öyle güzel tasarımlar yapıyor ki.. İnsanın aklını başından alıyor, ilk görüşte aşka inandırıyor, duygularını kamçılamakla kalmayıp "kaç para olursa olsun bu aşklar benim olmalı" tarzı şuursuz düşüncelere itiyor. AmmaveLakin kalpleri fetheden bu güzellikler benim olsun derseniz, cepleri de hayli ateşlendiriyor. Yinede her zamanki gibi göze yasak yok kızlar buyurun bakalamı :)












3 Ocak 2013 Perşembe

Cartier Panter Koleksiyonu

Böyle bir güzelliğin ve estetiğin eşi benzeri yok. Gerçekten vahşi bir hayvan olan panter, artık Cartier için sembolden daha fazlasıdır. Panter, yırtıcı ve her zaman atlamaya hazır ölçülü, zarif ve zamansız bir oluşum içinde, Cartier imzası ile birlikte takıda kalıcı bir iz bıraktı. Fiyatları açısından yanına bile yaklaşamayacak olsam da, en azından bakmak ve incelemek için ücret istemiyorlar :) Bende ürünleri inceleyerek göz zevkimi şenlendiriyorum. Gelin Cartier'in Penter Koleksiyonunu birlikte inceleyim. 





Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...